Ülkemizde ve Dünyada fiyat politiklarını belirleyen unsurun, öncelikli olarak arz-talep ölçüsü ile ilgili olduğunu hepimiz biliriz.
Borsada ve döviz piyasasında artışlar ve düşüşlerde buna göre olmaktadır. Para piyasaları dışındaki artışlar ve düşüşlerde bununla ilgilidir. Esas konumuz kuyruk yağı fiyatlarının yükselmesidir. Öyle bir yükseldi ki, borsada veya yatırım piyasasında hiç bir ürün bu kadar yükselmedi. Petrol, altın ve döviz piyasasında bile yaşanmayan bu artış, oldukça şaşırtıcıdır. Yani altı üstü kebapta ve dönerde kullanılan kuyruk yağı.
Lokantacılık sektöründe mevsimsel iş düşüklüğü zamanlarında, et taleplerinde düşme yaşanmaktadır. Buna mukabilen kuyruk yağı talebindeki azalma etten daha düşüktür. Çünkü karışım oranı düşük olarak kullanılan bir üründür. Yani ete talep azalmışken, kuyruk yağına olan talep neredeyse hiç azalmamış gibi birşeydir. Ayrıca Kurban Bayramı sonrası olması nedeniyle, kasap sektöründe ete olan taleplerin çok düşük olduğu bilinen bir gerçektir.
Buradan nasıl bir sonuç çıkarabiliriz o zaman?; Yetiştiricilerin elinde kesilmeye hazır canlı hayvan var. Fakat kasap ve lokanta sektöründe kuzuya talep yoktur. Kuzu etine talep olmaması nedeni ile, kuzu kesimi yapılmamaktadır. Kuzu kesimi olmayınca da, kuyruk yağı çıkmamaktadır. Bu yüzden kuyruk yağı taleplerini karşılayacak bir arz oluşmaması yüzünden, kuyruk yağı fiyatlarında beklenenin üstünde bir artış görülmektedir.
Her ne olursa olsun, artışların kuyruk yağı fiyatlarını et fiyatlarına yaklaştırması kabul edilemez bir durumdur. Bununla ilgili olarak bir tavan fiyat oluşturacak mekanizmaya ihtiyaç vardır. Köylünün inisiyatifine kalan fiyatlar yüzünden, esnafın işide Allah'a kaldı. Bu tür anları fırsata dönüştürmek isteyen üreticiler olabileceği gibi, fiyat artışlarının haklı sebepleri de bulunmaktadır. Devletin kontrollü olarak ithal kuyruk yağı girişlerinin önünü açması ile, bu sorunlar ortadan kalkmış olacaktır.
